ADANA’DAKİ SİNEMA KÜLTÜRÜNÜN MORFOLOJİK VE MİMARİ ÖZELLİKLERİ


Creative Commons License

Saban F. D., Yıldız B.

Çukurova Araştırmaları, cilt.9, sa.2, ss.38-52, 2023 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 9 Sayı: 2
  • Basım Tarihi: 2023
  • Doi Numarası: 10.29228/cukar.70179
  • Dergi Adı: Çukurova Araştırmaları
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Index Copernicus, Sobiad Atıf Dizini
  • Sayfa Sayıları: ss.38-52
  • Çukurova Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Günümüzde nostaljik bir etkinlik mekânı olarak hatıralarda kalan yazlık sinemalar 1960-1985 yılları arasında Adana kentinin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişiminde önemli yer tutmuştur. Kentte ekonomik gelişime bağlı olarak iç göçle artan nüfusa sıcak yaz akşamlarında eğlenme imkânı sağlayan yazlık sinemalara akın edilmesi, her eve televizyonun girmesiyle 1980lerde son bulmuş olsa da, sinemalar hala kentlinin belleğinde yer almakta ve önemli referans noktaları olarak varlığını sürdürmektedir. Bu çalışmanın amacı Adana’daki sinema kültürünün kentsel mekânı nasıl biçimlendirdiğini, kentin gelişimi ile sinemalar arasında nasıl bir ilişki olduğunu ve yazlık sinemaların tasarım özelliklerini sorgulamaktır. Bu amaçlar doğrultusunda 1961, 1972 ve 1985 tarihli hava fotoğrafları üzerinden sinemaların konumları tespit edilmiş, yapılmış araştırmalar ve yayınlar taranarak sinemaların isimleri belirlenmiş, bunların arasından 50 adet salon sineması ve yazlık sinema belirlenerek tarihlere göre kentteki faaliyetleri araştırılmış ve kentin gelişimi ile aralarındaki ilişki ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Buna ilave olarak yazlık sinemaların kentin farklı bölgelerinde yer alan 12 adedinin planları AutoCAD ortamında çizilmiş, seçilen örnekler üzerinden yazlık sinemaların mekânsal özellikleri belirlenmiştir. Çalışmada elde edilen veriler sonucunda tarihi kent merkezinde salon sinemaları ile başlayan film izleme etkinliğinin yazlık sinemalar ağırlıklı olmak üzere 1961-1972 yılları arasında merkezde ve kuzeyindeki iki bölgede yoğunlaştığı, çeperlerdeki mahallelerdeki boş arsalarda yazlık sinemaların oluşturulduğu ve sinemaların oluşumunun kentin gelişimiyle doğrudan ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Kapasitesi 150 ile 1300 kişi arasında değişen yazlık sinemalar perdesi dar kenarına yerleştirilen bir dörtgen form içerisinde, zemin kotunda ise yüksek duvarlarla çevrili, tahta sandalyeler üzerinde ve ailelerin kullandığı localarda film izlenilen ve bazılarında süs havuzu bulunan mekânlardır. Halen altı adedinin perdesiyle var olduğu tespit edilen sinemaların kent hafızasındaki yerinin sürdürülmesi kentsel kültürel bellek açısından önemlidir.

Open-air cinemas which are spaces of nostalgia were significant between 1960 and 1985 regarding the financial, social, and cultural development of Adana. While the predominant use of open-air cinemas for public entertainment in hot summer evenings had ended by 1980s because of the television broadcasting, they still live in the memory of people and keep being nodes of reference. This study aims to investigate how cinema culture formed urban space, the extent of the relationship between cinemas and the development of the city and their design principles. Within these aims locations of cinemas are identified using aerial photographs dated 1961, 1972 and 1985, names of the cinemas are ascertained by reviewing the relevant literature, activities of 50 cinemas in the city are investigated and the relationship between the development of the city and the cinemas are examined. Furthermore, plans of twelve of the open-air cinemas are drawn using AutoCAD to understand their spatial qualities. As a result of the study, it is determined that the establishment of cinemas which started in the historic city centre with saloon ones was directed to two other regions with open-air cinemas between the years of 1961 and 1972, empty plots within the outer neighbourhoods were used to create new open-air cinemas and that there was a direct relationship between the establishment of cinemas and the development of the city. Open-air cinemas with capacities from 150 people to 1300 were designed to have a screen in the narrow side of a rectangle, surrounded with high walls if built on land, having wooden chairs or boxes for families, and artificial pools in some examples. It is possible to argue, as the screens of six open-air cinemas have survived, that sustaining the place of cinemas in the memory of the citizens for urban cultural life is important.